Amerika 11 Eylül'den sonra hem Afganistan'a hem de Irak'a girdi.
Amaç, Londra merkezli güçler tarafından yönetilen Çin'in enerji ile buluşmasını sınırlandırmak ve gelecekte karşılaşacağı muhtemel tehlikeyi önlemekti!
Amerika bildiğini yapıp askerini yolladı! Silahla, füzeyle, tankla, uçakla bölgeyi kontrol etmeye çalışıyordu!
Amaç, Londra merkezli güçler tarafından yönetilen Çin'in enerji ile buluşmasını sınırlandırmak ve gelecekte karşılaşacağı muhtemel tehlikeyi önlemekti!
Amerika bildiğini yapıp askerini yolladı! Silahla, füzeyle, tankla, uçakla bölgeyi kontrol etmeye çalışıyordu!
Onlar silahla girerken Museviler'in çok ama çok önem verdikleri
bankalar, Tahran'la el sıkışmıştı bile... 33. derece Mason işaretini
logosunda taşıdığı söylenen İngiliz HSBC ambargoyu deliyordu!
Üstelik yanında güçlü bir partner daha vardı!
STANDART CHARTERED BANK'ın da desteğiyle en az 250 milyar dolarlık gizli işlem yapılıyordu!
Kağıt üstünde İngiltere ile İran kavgalıydı!
Herkes böyle sanıyordu...
Standart Chartered'ın İran Merkez Bankası ve Bank Sederat'la ilişkileri belgelenince ortaklık anlaşılıyordu! Yani Amerika İran'ın nükleer çalışmalarından kaygı duyarken, İsrail hiç sesini kesmeden bağırırken, Kraliçe ve Musevi Baronlar Tahran'la oturup kalkıyordu!
Ama yansıma bambaşka şekildeydi!
60 bin gizli işlemin yapıldığı anlaşıldıktan sonra bölgede taşlar yine yerinden oynadı!
Katar'da sessiz darbe oldu! Mısır'da Sisi gelip, Mursi'yi götürdü!
Suriye'de ayakta duracak hali kalmayan Esad, yapay solunumla ömrünü uzattı!
Ankara PKK'yı Öcalan'la bloke ederek mesafeyi açtı!
Bütün bunlar yaşanırken Batı'da bir Hakan Fidan rahatsızlığı başladı! Ne hikmetse baştan beri, yani koltuğuna oturmadan önce Fidan'ın İran dostu olduğu iddiaları Museviler'in sahibi olduğu medya tarafından yazılıp çizildi!
Acaba neden?
Geçtiğimiz günlerde de ekonomiyi ve siyaseti elinde tutanların okuduğu Wall Street Journal'de "Türkiye'nin Casus Şefi Kendi Yolunda İlerliyor" diye sayfalar dolusu yayın yapıldı!
Gazete Fidan'ı, yani Erdoğan'ın "Sır küpüm!" dediği MİT Müsteşarı'nın izlediği politikaları sıralayıp, Suudi Arabistan istihbaratının başındaki Prens Bender Bin Sultan el-Suud ile kıyaslıyordu!
Ama daha çok Fidan'ın Bender gibi pahalı kıyafetler giymediği ve puro içmediği şeklindeki ayrıntıları öne çıkarıyordu!
Yazının gizli mesajı ise Fidan'ın yakın bir İran dostu oluşuydu!
Oysa gerçek bambaşkaydı!
Ahmedinejat'tan sonra Devlet Başkanı koltuğuna oturan Ruhani ile İngiltere Kraliçesi'nin arası çok iyiydi!
Orada okuduğu zamana kadar sarkan bir dostlukları vardı! Kılık kıyafetleri farklı da olsa kafaları aynıydı! Bizler dış görünüşe göre sınıflandırma yaparken, adamlar akla önem veriyordu! Önemli olan ideolojiler değil siyasetti! İki ülke de ortak hedefe kenetlenmişti anlayacağınız!
Almanya ve Fransa'yı da yanlarına alan bu ittifak, Ankara'nın Kürtler'i kucaklamasından son derece rahatsızdı! Ankara'nın böyle bir oyuna nasıl kalkıştığını çözemiyorlardı!
Türk-Kürt düşmandı ve kavga etmeleri onlar için vazgeçilmez bir kulvardı!
Fidan'ın, Öcalan'ı sahaya çekmesi bütün oyunları bozdu!
Londra ve Avrupa'nın Öcalan'ın yerine koyacakları bir liderleri yoktu! Sıkıntı büyüktü yani!
Türkler'in kardeşleriyle buluşup enerjiye koşması Kraliçe'nin 200 yıllık Ortadoğu egemenliğini bitirecekti!
Oturup "ne yapabiliriz?" diye düşünmeye başladılar!
İran'ın sahaya inmesi ilk formüldü!
Öyle de oldu!
Karayılan'la daha önce görüştüğü iddia edilen General Kasım Süleymani araziye indi!
Devrim Muhafızları'nın Kudüs Komutanı olan Süleymani son iki ayda inanılmaz yetkilerle donatıldı!
İstihbarati elinde tutsa da hiç kimseye verilmeyen güçle ortaya çıktı!
Süleymani son bir ayda yani EYLÜL'de tam 6 kez Kandil'e çıktı!
Ankara'nın Kürt açılımını bitirmek için aldığı emirleri yerine getirmek adına, PKK'nın içindeki DERİN AVRUPA ile görüştü!
Her türlü silah, mühimmat, para ve aklın dışında bambaşka şeyleri de masaya getirdi!
Suriye'deki grupları yeni Kürt devleti için ikna ettiğini söyleyen Süleymani, Kandil'i de bu oluşumun içine çekmek için kartları açık oynadı!
Barzani ve diğer Kürtler'le de görüşen Süleymani Kandil'e en son "Suriye 500 kilometre sınır...
Sizle birlikte bu 900 kilometreye çıkar!
Biz de Kürtler'i toplayacağımız bölgeyi size verdik mi koca bir devlet kurulmuş olur!" açılımını yaptı!
Yani Avrupa, Kraliçe ve İran toprak vererek Kürtler'i yanına çekmeye çalışıyor! Bunun için de içten içe Kürt ayaklanması tezgahlanıyor! Urumiye'ye Kürt Vali atayan Tahran, Türkiye'nin üç tarafını Kürtlerle çevirmek istiyor!
Baronların üzerinde anlaştığı ilk plan bu!
Uygulamaya koymak icin gün sayıyorlar!
İran'ın son haftalarda Batı'daki imaj kampanyasının arkasında da bu yatıyor!
İmajla birlikte politikanın da değiştiği ilan ediliyor!
Kandil'de bu projeye destek veren var!
Öcalan tek engel!
Bunu aşmaya çalışacaklar!
Bir yol bulunduğu anda düğmeye basacaklar!
Wall Street Journal'in "İran dostu" dediği Hakan Fidan ne mi yapıyor?
Oslo'da sızıntıyla diz çökmeyen, yoluna MİT Müsteşarı ünvanıyla devam eden biri olarak, İran ve arkasındaki güçle savaşıyor!
İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa ve New York!
Hat bu!
Burada Türkiye için çalışanlara yer yok! Bu nedenle ya düşman, ya da manşet olursunuz!
Ergün Diler
Üstelik yanında güçlü bir partner daha vardı!
STANDART CHARTERED BANK'ın da desteğiyle en az 250 milyar dolarlık gizli işlem yapılıyordu!
Kağıt üstünde İngiltere ile İran kavgalıydı!
Herkes böyle sanıyordu...
Standart Chartered'ın İran Merkez Bankası ve Bank Sederat'la ilişkileri belgelenince ortaklık anlaşılıyordu! Yani Amerika İran'ın nükleer çalışmalarından kaygı duyarken, İsrail hiç sesini kesmeden bağırırken, Kraliçe ve Musevi Baronlar Tahran'la oturup kalkıyordu!
Ama yansıma bambaşka şekildeydi!
60 bin gizli işlemin yapıldığı anlaşıldıktan sonra bölgede taşlar yine yerinden oynadı!
Katar'da sessiz darbe oldu! Mısır'da Sisi gelip, Mursi'yi götürdü!
Suriye'de ayakta duracak hali kalmayan Esad, yapay solunumla ömrünü uzattı!
Ankara PKK'yı Öcalan'la bloke ederek mesafeyi açtı!
Bütün bunlar yaşanırken Batı'da bir Hakan Fidan rahatsızlığı başladı! Ne hikmetse baştan beri, yani koltuğuna oturmadan önce Fidan'ın İran dostu olduğu iddiaları Museviler'in sahibi olduğu medya tarafından yazılıp çizildi!
Acaba neden?
Geçtiğimiz günlerde de ekonomiyi ve siyaseti elinde tutanların okuduğu Wall Street Journal'de "Türkiye'nin Casus Şefi Kendi Yolunda İlerliyor" diye sayfalar dolusu yayın yapıldı!
Gazete Fidan'ı, yani Erdoğan'ın "Sır küpüm!" dediği MİT Müsteşarı'nın izlediği politikaları sıralayıp, Suudi Arabistan istihbaratının başındaki Prens Bender Bin Sultan el-Suud ile kıyaslıyordu!
Ama daha çok Fidan'ın Bender gibi pahalı kıyafetler giymediği ve puro içmediği şeklindeki ayrıntıları öne çıkarıyordu!
Yazının gizli mesajı ise Fidan'ın yakın bir İran dostu oluşuydu!
Oysa gerçek bambaşkaydı!
Ahmedinejat'tan sonra Devlet Başkanı koltuğuna oturan Ruhani ile İngiltere Kraliçesi'nin arası çok iyiydi!
Orada okuduğu zamana kadar sarkan bir dostlukları vardı! Kılık kıyafetleri farklı da olsa kafaları aynıydı! Bizler dış görünüşe göre sınıflandırma yaparken, adamlar akla önem veriyordu! Önemli olan ideolojiler değil siyasetti! İki ülke de ortak hedefe kenetlenmişti anlayacağınız!
Almanya ve Fransa'yı da yanlarına alan bu ittifak, Ankara'nın Kürtler'i kucaklamasından son derece rahatsızdı! Ankara'nın böyle bir oyuna nasıl kalkıştığını çözemiyorlardı!
Türk-Kürt düşmandı ve kavga etmeleri onlar için vazgeçilmez bir kulvardı!
Fidan'ın, Öcalan'ı sahaya çekmesi bütün oyunları bozdu!
Londra ve Avrupa'nın Öcalan'ın yerine koyacakları bir liderleri yoktu! Sıkıntı büyüktü yani!
Türkler'in kardeşleriyle buluşup enerjiye koşması Kraliçe'nin 200 yıllık Ortadoğu egemenliğini bitirecekti!
Oturup "ne yapabiliriz?" diye düşünmeye başladılar!
İran'ın sahaya inmesi ilk formüldü!
Öyle de oldu!
Karayılan'la daha önce görüştüğü iddia edilen General Kasım Süleymani araziye indi!
Devrim Muhafızları'nın Kudüs Komutanı olan Süleymani son iki ayda inanılmaz yetkilerle donatıldı!
İstihbarati elinde tutsa da hiç kimseye verilmeyen güçle ortaya çıktı!
Süleymani son bir ayda yani EYLÜL'de tam 6 kez Kandil'e çıktı!
Ankara'nın Kürt açılımını bitirmek için aldığı emirleri yerine getirmek adına, PKK'nın içindeki DERİN AVRUPA ile görüştü!
Her türlü silah, mühimmat, para ve aklın dışında bambaşka şeyleri de masaya getirdi!
Suriye'deki grupları yeni Kürt devleti için ikna ettiğini söyleyen Süleymani, Kandil'i de bu oluşumun içine çekmek için kartları açık oynadı!
Barzani ve diğer Kürtler'le de görüşen Süleymani Kandil'e en son "Suriye 500 kilometre sınır...
Sizle birlikte bu 900 kilometreye çıkar!
Biz de Kürtler'i toplayacağımız bölgeyi size verdik mi koca bir devlet kurulmuş olur!" açılımını yaptı!
Yani Avrupa, Kraliçe ve İran toprak vererek Kürtler'i yanına çekmeye çalışıyor! Bunun için de içten içe Kürt ayaklanması tezgahlanıyor! Urumiye'ye Kürt Vali atayan Tahran, Türkiye'nin üç tarafını Kürtlerle çevirmek istiyor!
Baronların üzerinde anlaştığı ilk plan bu!
Uygulamaya koymak icin gün sayıyorlar!
İran'ın son haftalarda Batı'daki imaj kampanyasının arkasında da bu yatıyor!
İmajla birlikte politikanın da değiştiği ilan ediliyor!
Kandil'de bu projeye destek veren var!
Öcalan tek engel!
Bunu aşmaya çalışacaklar!
Bir yol bulunduğu anda düğmeye basacaklar!
Wall Street Journal'in "İran dostu" dediği Hakan Fidan ne mi yapıyor?
Oslo'da sızıntıyla diz çökmeyen, yoluna MİT Müsteşarı ünvanıyla devam eden biri olarak, İran ve arkasındaki güçle savaşıyor!
İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa ve New York!
Hat bu!
Burada Türkiye için çalışanlara yer yok! Bu nedenle ya düşman, ya da manşet olursunuz!
Ergün Diler
0 Yorumlar