2004 yılı Ağustos ayında toplanan MGK'da Fethullah Gülen cemaatini bitirmek için tavsiye kararının imzalandığı iddiasıyla ilgili tartışmalar sürerken askeri vesayetin hakim olduğu süreçte hükümetin bu karara nasıl direndiği Ergenekon ve Balyoz davası sanıklarının günlüklerinde deşifre oldu.
Star'da yer alan habere göre; Balbay'ın günlüklerinde Yaşar Büyükanıt'ın "Biz aslında bunların hepsini BUTKK'a veriyoruz ama kime neyi şikayet edeceksiniz" diye sitem ederken, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in günlüklerinde "Gülen kararı imzalandı ama bilmem ne işe yarar" ifadeleri dikkat çekti.
Günlüklerde dönemin Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu Başkanı Ömer Dinçer'in MGK'da alınan kararları uygulamadığı ve aksi yönde makaleler yazdığı için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a şikayet edildiği, Erdoğan'ın da Dinçer'in arkasında durduğu belirtiliyor. Günlüklerde ağır baskı altında görev yapan hükümete yönelik muhtırahazırlıkları da dikkat çekti.
Gülen için hükümet suçlandı
Gazeteci Alper Görmüş'ün "İmaj ve Hakikat" adlı kitabında yer alan Örnek'in günlüklerinde 2004 MGK kararlarına o notlar şöyle:
24 Haziran 2004 tarihli "MGK toplantısı" başlıklı not: "Güzel bir toplantı oldu. DEP'liler konusunda Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı hükümet kanadına çok ağır bir şekilde yüklendiler. Fethullah Gülen konusunda Genelkurmay Başkanı oldukça ağır bir konuşma yaptı ve hükümeti suçladı. Eğer siyasi irade konulup bu konunun üzerine gidilmezse felaket olacağını belirtti."
İmzaladık ama ne işe yarar!
26 Ağustos "MGK toplantısı (Cumhurbaşkanlığı köşkü)" başlıklı not: "Bu toplantıda Aytaç (Yalman) ve Şener Eruygurlar veda etti. MGK'ya katılmaya başladığımdan beri ilk kez tasviye kararı imzaladık. Fethullah Gülen ve teşkilatıyla ilgili olarak geçen toplantıda yapılan görüşmeden sonra bu adamın faaliyetlerinin yakından takip edilmesine karar verilmişti. Onunla ilgili tasviye kararı bugün imzalandı. Bilmem ne işe yarayacak."
MGK işe yarar kurum değil
Örnek 18 Ekim tarihli notunda da MGK'nın işe yarar bir kurum olmadığını ve hiçbir işlevi olmadığından yakınıyor: "MGK'da Yiğit Alpogan MGK'nın sivilleştirilmesi için Şükrü Sarıışık'ın yerine atandı. MGK'yı think-thank kurulu haline getirmeyi düşünüyorlarmış. Zaten bugünkü şekliyle MGK bir işe yarar kurum değil. Hiçbir işlevi yok. Karar dahi alınmıyor. Bana kalsa hemen kapatırım. Devletin kurumları ve bizler de bu utançtan kurtuluruz. Zira halk bizi orada bir iş yapıyoruz zannediyor."
MGK öncesi 'muhtıra verelim' toplantısı
Özden Örnek'in günlüklerinde, MGK toplantısı öncesi askerlerin hükümete muhtıra vermek için plan yaptığı itiraf ediliyor. 15 Kasım 2003 tarihli notta Örnek, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ'un yanına giderek "İlker'e yaptıkları özel çalışmanın ne olduğunu sordum" ifadelerini yazmış. Örnek, Başbuğ'un söz konusu planı şöyle aktardığını ifade ediyor: "Hep beraber hazırladığımız öneriyi YAŞ'a getirip tartışacağız. Sonra Cumhurbaşkanı'na götüreceğiz ardından da Başbakanı buraya davet ederek kendisiyle görüşeceğiz. Yani sonuçta planımız bir nevi muhtıra olacak."
Özkök, irtica takiplerini verdi
-19 Kasım 2003 tarihli "MGK ön toplantısı" başlıklı not: Genelkurmay başkanı ile toplanıp MGK'da konuşulacak konuları gözden geçirdik. Geneklkurmay Başkanı konuşmalarında hep hükümeti savundu. KK ne derse hep tersledi. Toplantıdan sonra Jandarma Genel Komutanı biz davet etti. İrtica ile ilgili birçok resim ve takip sonucu verdi.
-22 Kasım 2003: Şura toplantısında amacımız Ağustos 2004 ayına kadar olacak sürede bu hükümet bildiğini okumaya devam ederse komuta heyetinin, halkın da duyacağı şekilde muhtıra verme yetkisi alacağını söylemek.
Dinçer irtica takdimi yapmasın
-21 Ocak 2004 MGK hazırlık toplantısı:
Genelkurmay Başkanına MGK toplantıısnda Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in de takdim yapacağını hem de irtica ile ilgili takdim yapacağını bizim böyle bir konuyu kabul etmeyeceğimizi ve esasen 14 Ocak günü bu rahatsızlığımızı Başbakan Erdoğan'a söylediğimizi eğer mümkünse konuyu Cumhurbaşkanı'na ileterek tedbir alınmasını istedim.
Balbay MGK öncesi baskıyı anlatıyor
Ergenekon dosyasında yer alan Özden Örnek'in ve CHP milletvekili gazeteci Mustafa Balbay'ın günlüklerinde, 2004 MGK'sında hükümete sert çıktığı anlatılan dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'e sürekli ordudan baskı yapıldığı ve muhtıraya zorlandığı anlatılıyor. Ağustos 2004 MGK öncesi ve sonrasına dair günlüklerdeki şu notlar dikkat çekici:
Balbay'ın günlüklerinden:
-Yalman ile görüşme (18.12.2003): KKK ile makamda görüşme... Yalman: Her şeyden önce şunu söyleyeyim, tatsızım, gerginim, huzursuzum. Gidiş iyi değil. 80 yılda adım adım bir yerlere getirdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin önümüzde mum gibi eridiğini görüyorum. Buna tahammül etmek çok zor.
-25 Nisan 2003: Şener Eruygur ile görüşme: Şimdi bir dönem başladı denebilir Bundan sonra uygun platformlarda gereken söylenecek. MGK'da da gereken söylenecek. MGK iyi geçecek. Tek neden türban değil. Ama bunla ona indirgiyor.
-25 Nisan 2003: Dönemin Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Aslan Güner ile görüşme: Artık izleme, takip dönemi bitti. Eğer anladılarsa iyi, anlamadılarsa yeniden söylenir. Geri adım atılmayacak.
-25 Nisan 2003: Tuncer Kılınç ile görüşme: Bu aşamadan sonra artık geri adım atılmaz. Bir duruş gösterildi.
MİLLİ SİYASET BELGESİ SİTEMİ
-17 Ocak 2005: Hazırlanan Milli Güvenlik Siyaset belgesi ile Başbakan imzalı Başbakanlık görüşü elimize geçti. Hazırlanan görüşler Milli Güvenlik Siyaset Belgesine ve askere karşı. Başlangıçta bunlara taviz verilmeseydi bu adamlar böyle cesaretlenip askeri her konudan hatta savunmadan bile silmeyi isteyemezlerdi. Ülkenin geleceği tehlikede olabilir. Bu konularda konuşmak için KKK gittim. Aynı fikirdeyiz ve bir hamle yapılması gerektiğine inanıyoruz.
'Dinçer kararları uygulamıyor' şikayeti itibar görmedi
AK Parti Milletvekili Ömer Dinçer'in Gülen'i bitirme planını uyguladığı iddialarının asılsız olduğu Özden Örnek'in günlüklerinde gözler önüne serildi. Başbakanlık Müsteşarı olarak Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu (BTUKK) Başkanı da olan Dinçer'in, MGK kararlarını uygulamadığı ve aksi yönde makaleler yazdığı için Başbakan Erdoğan'a şikayet edildiği anlatıldı. Komutanlar 14 Ocak günü Dinçer'i, Başbakana şöyle şikayet ediyor.
Ancak Erdoğan'dan istediklerini alamadıkları 15 Ocak 2004 tarihli notta şöyle anlatılıyor:
"Ömer Dinçer, siyasi öncelikli İslami hareket olan Refah Partisi ile kültürel öncelikli İslami hareket olan Fethullah Gülen, Nurculukk, Süleymancılık gibi tarikatların birleşerek laikliğin İslamda bütünleşmesini ve Cumhuriyetin İslami düzene sokulmasını, siyasal İslam modelinin gerçekleşmesini öngörmektedir. Siz de 'Ömer Dinçer'in arkasındayım' açıklaması yaptınız. Türklük bir üst kimliktir. Parti programında Türk değil de Türkiyelilik ifadesi kullanılması tehlikelidir.
0 Yorumlar