30 Mart'taki yerel seçimde sadece Pensilvanya-CHP-MHP ittifakı değil, bu ittifaka sınırsız destek veren TÜSİAD ve işadamları da hüsrana uğradı. En büyük imaj kaybını Aydın Doğan ve medyası yaşadı.
30 Mart seçim sonuçları, 17 Aralık sürecinde paralel yapının yanında hükümete karşı saf tutan iş çevrelerine de ağır bir cevap oldu. Ankara'daki ekonomi çevreleri, vatandaşın tapecilere, 'Önemli olan iktidardır, iktidarın da yer altısı, paraleli olamaz, meşru olan seçimle gelen iktidardır' mesajını verdiğine dikkat çektiler.
CEMAATLE İŞ YAPILMAZ
30 Mart seçimlerini değerlendiren üst düzey ekonomi yetkilileri şunları kaydetti: Piyasa oyuncusu şirketler siyasi istikrara güvenerek hareket etmeleri gerektiğini anladı. Artık Cemaat gibi yapılarla ticaretin yürümeyeceği görüldü. Böyle bir koruma kalkanı rasyonel olmaz. Yargıyı boşaltmakla bir yere varılamayacağı görüldü.
KAOS ÇIKARILIRKEN NEREDEYDİNİZ
İş dünyası siyasi iktidara yönelik saldırıların en şiddetli olduğu zamanda birbirinden farklı üsluplar kullandı. Seçimlerin ardından bu açıklamalar çok keskin bir şekilde değişti. İş dünyasının üslubundaki değişiklik açık bir şekilde görülmeye başlandı. Aynı şekilde TÜSİAD'ın seçimin ardından 'kutuplaşmayı sona erdirecek bir tutuma bütün tarafların katkı vermesini umut ediyoruz' açıklaması da dikkat çekici.
Ekonomi kurmaylarının dikkat çektiği açıklamalardan bir tanesi de TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz açıklaması oldu. Yılmaz şu ifadeleri kullandı: 'Yerel seçimler geride kalırken, son dönemlerde kaygı verici düzeye yükselmiş bulunan kutuplaşmayı ortadan kaldıracak bir siyasi tutumun ve söylemin oluşmasına siyasetin tüm taraflarının katkı vermesini umut ediyoruz. Hızla ve partiler üstü bir anlayışla demokrasimizi, ekonomimizi ve sosyal yapımızı güçlendirecek reformlara yönelmeliyiz.' Ekonomi çevreleri seçim öncesinde benzer bir mesaj gelmemesini manidar buluyor.
Bu gazetede Gülen'in aleyhine bir yazı yazılmaz
İşadamı Turgay Ciner'in sahibi olduğu Habertürk televizyonu ile Habertürk gazetesi de 17 Aralık sürecinde paralel yapının şantajlarına boyun eğdi. Fethullah Gülen'in kamuyona yansıyan ses kayıtlarında Ciner'in paralel yapının etkisinde kaldığına ilişkin diyaloglar yer alıyordu. Konuşmada Gülen'e rapor veren kişi Ciner'in cemaat aleyhine yazı yazılmasını engellediği belirtiliyordu. Söz konusu görüşmede şu ifadeler kullanılıyordu:
KENDİSİNİ DEVREYE GİRDİ
'Turgay Ciner Bey'e uğradık bugün. Bir köşe yazarının menfi yazı yazma durumu vardı. Onu öğrenmiştik. Kendisini aradık. Bizzat devreye girdi. 'Bu gazetede aleyhinize hiçbir şey çıkamaz' dedi. Hepsi bunların 'Hizmet Müessesesi' dedi. 'Büyüğümüzün (Fethullah Gülen) aleyhine de ben burada bir şey çıkartmam' dedi.' Rapor veren kişinin bu sözleri üzerine Gülen, 'Çok iyi. Allah razı olsun' karşılığını veriyordu.
ALİ SABANCI BAĞLILIK BİLDİRDİ
İşadamlarının cemaatle ilişkisine en ilginç örnek, TUSKON Genel Sekreteri Mustafa Günay ve Gülen arasındaki bir konuşma kaydında geçen ifadelerdi. Günay, Gülen'e Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı'nın kendisine olan bağlılığını aktarıyordu. Ali Sabancı ile cemaat ile arasındaki ilişkinin Pegasus ile THY arasındaki haksız rekabet davasına da yansıdığı, abilerin bu konuda Sabancı'ya yardım ettiği iddia edildi. Ali Sabancı seçimden 2 gün önce Pegasus Hava Yolları'nda kurum içine astığı bir uyarı panosuyla safını belli etti. Sabancı'nın, ampül üzerinde yer alan 'Geleceğimiz için fazla ışıkları söndürelim' yazılı afişi AK Parti'ye mesaj olarak algılanmıştı.
Cemaatin abileri Doğan'la yemekte buluştu
İnternete düşen bir ses kaydı ile Doğan Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan ile cemaatten bir yetkilinin ilginç buluşması deşifre olmuştu. Görüşmeyi Fethullah Gülen'e rapor eden yetkili, Doğan'ın selam ve hürmetlerini iletiyordu. Gülen ile cemaat yetkilisinin görüşmesi şu şekilde devam ediyordu: 'Doğan, 'Beni Cemaat'in yanında diye göstererek farklı bir noktaya getirmeye çalıştılar' dedi. O öyle deyince ben de şey dedim. Serhat'ın koordine ettiği adamlar var, onlara gidiyorlar Cemaat aleyhine yazın diye baskı yapıyorlar, ondan bahsettim. 'Bize de geldiler' dedi. 'Şu anda gerçek olarak demokratlığı Hocaefendi temsil ediyor' dedi. Bir ara dedi ki: 'Ben de artık Başbakan'ın karşısına geçeyim dedim.' Uzun uzun diğer konuları da konuştuk efendim.' Gülen'e bu diyalogu anlatan yetkili, Doğan'ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ ile de görüştüğünü anlatıyordu. O konudaki konuşma ise şu şekildeydi: 'Onu biraz diğer taraf etkilemeye çalışıyordu. Bunlardan bahsedince o da rahatlamış oldu. Hocamın ellerinden öpüyorum dedi.'
GÜLEN'E SIKINTISINI ANLATTI
CNR Holding Başkanı Ceyda Erem'in de Pensilvanya'yae giderek Fethullah Gülen'i ziyaret ettiği ve yaşadığı bazı sıkıntıları anlattığı iddia edildi. Gülen'in ise Erem'e 'Korkma' diyerek destek verdiği belirtilmişti. Daha sonra bu sır görüşmeyi doğrulayan Erem 'yargıda destek' iddialarını ise yalanladı:
DUASINI ALDIM BANA SAAT HEDİYE ETTİ
'2013 yılının başında Hocaefendi ile görüştüm. Büyük dayım Bursa'da Nur Cemaati'nin ileri geleniydi. Ben birçok din büyüğünü ziyaret etmekten manevi haz alırım. Hocaefendi'yi ziyaretim de bu çerçevededir. Amerika'da 1 saate yakın görüşmemiz oldu, kendisiyle manevi konuları konuştuk. Dualarını aldım, çok memnun olduğum bir görüşmedir. Kendisi bana bazı dualar, kitaplar ve bir saat hediye etti. Ama maddi değeri olmayan bir saattir. İddia edildiği gibi altın değil. Yargı güvencesi gibi iddialar gerçek dışıdır. Tamamen manevi ziyarettir.'
TÜPRAŞ'A YAPILAN İNCELEME NİYE SIZDIRILDI
17 ve 25 Aralık darbesine TÜSİAD içerisindeki bazı şirketlerin verdiği destek Ankara'nın gündeminde. Ekonomi kurmayları şu yorumu yaptı: 'Maliye Bakanlığı'nın TÜPRAŞ'a yaptğı rutin inceleme ertesi gün bazı gazetelerde, 'TÜPRAŞ'a baskın, borsa çöktü' şeklinde başlıklarla verildi. Bu ne anlama geliyor diye araştırdığımızda, bazı şirketlerden piyasada iş yaptıkları diğer şirketlere borsadaki hisselerini düşürmelerini söylediği kulağımıza geldi.
BORSA DİBE VURSUN DİYE DEŞİFRE ETTİLER
Bu arada da gizli yapılan TÜPRAŞ incelemesi de piyasaya sızdırılarak borsada tedirginlik oluşturulurken, ortak hareket edilen şirketlerle, borsanın düşürülmesinin sağlandığını gördük. Ardından 'TÜPRAŞ'a baskın, borsa çöktü' başlıkları atılmak suretiyle rutin bir inceleme, dünyaya, Türkiye'de kırılgan bir ekonomi olduğu şeklinde gösterildi.'
0 Yorumlar