İki Alman gazetecinin yazdığı yeni kitap, 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Neo-Nazi örgütle ilgili yargılamada yeni çelişkiler ortaya koydu. Yazarlardan Dirk Laabs, Al Jazeera'ya konuştu, davada kilit önemdeki belgelerin yok edilmesinin bir ‘skandal’ olduğunu söyledi.
Başından beri Neo-Nazi örgüt Nasyonel Sosyalist Yeraltı'nı (NSU) takip eden iki tecrübeli gazetecinin yazdığı kitap "İç Güvenlik – Devlet ve NSU Cinayetleri" (Heimatschutz - Der Staat und die Mordserie des NSU) adıyla yayınlandı. NSU davasında 300 dosyanın yok edilmesine odaklanan kitap, sürekli ağız değiştiren muhbir Tarif’in henüz sorgulanmadığını ortaya koydu. Gazeteciler bir yıldır hiçbir yanıt üretemeyen dava için parlamentoda komisyon kurulması çağrısı yapıyor.
Gazeteci Dirk Laabs gazeteci Stefan Aust'la beraber yıllardır NSU davasını araştırıyor.Kitabın yazarlarından Gazeteci Dirk Laabs’la davada gelinen noktayı ve bundan sonra ne yapılması gerektiğini konuştuk. Laabs'a göre Alman kamuoyu ve kurban yakınları artık 'dürüst yanıtları' hak ediyor.
Çok temel bir soruyla başlayalım. Sizce Neo-Nazi cinayetleri önlenebilir miydi?
NSU'nun bilinen üyeleri Beate Zschäpe, Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos üçlüsünün yeraltına inmeden önce defalarca tutuklanabilme ihtimali vardı. Ancak farklı kurumlar işbirliği yapmadı, ya da birbirlerini bu konuda bilgilendirmediler. Bazen Alman Nazi çevrelerine yerleştirdikleri kendi muhbirlerini korumak adına bunu yapmadılar. 10 yıl önce Köln’ün Keupstrasse Caddesi'ndeki bombalı saldırı sonrasında İç İstihbarat Servisi kritik noktaları birleştirme şansına sahipti. Ele geçirilen görüntülerde bombacı görünüyordu. Ancak çuvalladılar.
Dava başlayalı bir yıl oluyor. Konuştuğum kurban yakınları bunun sonunda adil bir sonuç çıkacağından ümidi kesmişler. İsim vermek istemiyorum ama bazıları avukatlarına bile güvenlerini kaybetmiş durumdalar. Oysa Başbakan Angela Merkel tam teşekküllü bir soruşturma sözü vermişti. Siz NSU davasının gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Aslında Angela Merkel bir söz daha verdi, ailelerin kafasındaki tüm soru işaretlerini gidermeyi vaat etti. Asıl soru şu: NSU hiç durdurulamadan 10 kişiyi nasıl katledebildi? Bence Merkel sözünü tutmadı. Kamuoyu NSU’nun varlığını öğrendikten hemen sonra yüzlerce belgenin İç İstihbarat Servisi tarafından neden yok edildiğini hâlâ bilmiyoruz. Şu ana kadar İç İstihbarat işbirliği yapmaya yanaşmadı. Polise bildiği her şeyi anlatmıyorlar.
Polisin bize anlattığına göre Uwe Mundlos önce Uwe Böhnhardt’ı vuruyor, sonra intihar ediyor. NSU İzleme oluşumu bu intihar meselesini çok şüpheli buluyor.
Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’un durumu çok fazla soru işareti uyandırıyor. Ayrıntıların çoğu çok tuhaf. Mesela neden 10 kişiyi öldürdüklerini belgeleyen kanıtlarla dolu bir karavanla banka soymaya gitsinler ki? Ama bu ikisinin ölümüyle ilgili de elle tutulur kanıtlar ortaya çıkmış değil. Ayrıca bu soruşturmaya artık başka bir komisyonun, başka soruşturmacıların bakması gerekiyor.
Yine Kassel’deki cinayette Anayasayı Koruma Teşkilatı görevlisi cinayet mahalindeydi.
Evet nihayet o olayla ilgili Hessen Parlamentosu iki yıl aradan sonra da olsa bir komisyon kurma kararı aldı. Ama bizim için aslında olay bariz. Gizli ajan dokuzuncu cinayetin işlendiği sırada internet kafede bulunuyor. Şimdi yalan söylüyor ve bildiği her şeyi anlatmıyor. Umarız yeni komisyon bu gizli ajana ve arkasındaki büyük güçlere daha fazla baskı yapar ve sonunda ajandan gerçekleri duyarız.Bu yok edilen dosyalara dönmek istiyorum tekrar. Dosyaların yok edilmesi herkesi çok rahatsız etmiş durumda.
Katılıyorum. Bizi rahatsız eden en kilit noktalardan biri bu. Bir siyasetçinin sunduğu İstihbarat Servisi’ndeki çeşitli ajanların aptallığı yüzünden belgelerin yok edildiği mazeretine inanacak değiliz. Belgelerin iç istihbarat muhbirleriyle bağlantılı olduğu o kadar açık ki. Belgeler Beate Zschäpe, Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’un radikalleştiği Türnigen’deki muhbirlerle ilgili bilgiler de içeriyordu. Tek bir NSU üyesini deşifre edebilecek her türlü belge hayati önemdedir.
Sizin kitapta da ön plana çıkan kritik bir isim var: Lothar Lingen. Dosyaların yok edilmesinin arkasında onun ismi olduğu söyleniyor. Siz de özellikle Tarif kod adlı muhbire ait belgelerin yok edildiğini söylüyorsunuz. Siz bu konuda çok açık ve net bilgilere ulaşabildiniz mi?
Evet, biz Tarif ile İsveç’te konuştuk. Onunla konuşan ilk gazeteciler bizdik. Uzun zamandır küçük bir köyde yaşıyor. Alman Nazi gruplarına üye olduğunu doğruladı. Ancak hiçbir zaman muhbirlik yapmadığını söyledi. Ancak sonra bu ifadesini değiştirdi. Başka gazetecilere İç İstihbarat için muhbirlik yaptığını söyledi. Hatta iddialarına bakılırsa Zschäpe, Mundlos ve Böhnhardt’un kaçmasına yardım etmesi bile istenmiş ama o bu teklifi geri çevirmiş. Ancak şöyle bir gerçek var, NSU destekçilerine yakın biri olduğundan kendisinden Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’ye yardım teklifi götürülebiliyor. Bu üçlü hakkında aslında çok daha fazla şey biliyor. Bence tüm bu skandalı anlayabilmek için Tarif çok kilit bir isim ve maalesef kendisi henüz polis tarafından sorgulanmadı bile. Üstelik Tarif’le ilgili belgeler de yok edildi.
Lingen, onca Neo-Nazi muhbirinin işe alınmasından sorumluyken, daha sonra sorgulandığında Böhnhardt-Mundlos-Zschaepe üçlüsü hakkında hiçbir şey bilmediğini söylüyor. Bu nasıl olabilir?
2012’de parlamento komisyonunda sorulara yanıt verirken bir yandan da İç İstihbarat tarafından hakkında soruşturma başlatılmıştı. Kilit sorulara yanıt vermedi. Bunları yanıtlamamak onun yasal hakkı. İçişleri Bakanlığı Lingen’in 300 belgeyi yok etme nedenlerini açıklayan bir rapor hazırladı. Rapor hiçbir soruya yanıt vermiyor. Bu kabul edilemez. Aileler ve kamuoyu bu belgelerin neden yok edildiğine dair dürüst yanıtları hak ediyor. Bunun peşindeyiz.
Kitabınızda başka bir muhbir Corelli’nin 1995’ten beri NSU üyeleriyle temasta olduğunu yazıyorsunuz. Geçen ay evinde ölü bulundu. Şeker hastalığı denildi. İnandınız mı?
Corelli olayını da yakından takipteyiz. Ölümündeki zamanlama çok tuhaf. Açıkçası öldürüldüğüne dair bir kanıt bulamadık. Bu yüzden öldürüldüğüne inanmıyoruz. İç İstihbaratın kendisinden yapmasını istedikleriyle ilgili polise her şeyi anlatmamıştı. Corelli olayında da çok soru var. Bu yüzden Alman Federal Parlamentosu’nda NSU davasıyla ilgili bir komisyon kurulmasını talep ediyoruz. Belki bu sayede yanıtlara ulaşabiliriz.
Al Jazeera
Al Jazeera
0 Yorumlar