“… Altını bir izleyelim. Bir dünya devletin New York Federal Rezervi’nde altın külçeleri vardır.
Bunlar arasında en önemlisi Almanya’dır. Kısa süre önce Berlin, altınını altın olarak geri istemeye başladı. 374 ton Fransa Bankası’ndan ve New York Rezervi’nin bin 500 tonunun 300’ünü istedi.
Bunlar arasında en önemlisi Almanya’dır. Kısa süre önce Berlin, altınını altın olarak geri istemeye başladı. 374 ton Fransa Bankası’ndan ve New York Rezervi’nin bin 500 tonunun 300’ünü istedi.
Öyleyse Fransızlar ve Amerikalılar haddi zatında ne dediklerini tahmin edelim: Hiç altınımız kalmayacak! Evet, en azından şimdilik. Fransa’daki Alman altınının geri gelmesi 5 yıl sürecek.
New York’tan ise en az 7 yıl alır. İşin yekununda: Paris ve Washington/New York’un hangi yolla olursa olsun bir şekilde altın olarak altın bulması gerekiyor. İşte Mali’nin olaya cuk diye girdiği yer burasıdır. Gana’nın yanında Mali, dünya altın üretiminin yüzde 8’ini elinde tutuyor. Öyleyse eğer altına altın olarak büyük bir ihtiyacınız varsa Mali’yi kontrol etmelisiniz. Maazallah tüm bu altının Çin’in ellerine düştüğünü bir tasavvur edin! [...]
New York’tan ise en az 7 yıl alır. İşin yekununda: Paris ve Washington/New York’un hangi yolla olursa olsun bir şekilde altın olarak altın bulması gerekiyor. İşte Mali’nin olaya cuk diye girdiği yer burasıdır. Gana’nın yanında Mali, dünya altın üretiminin yüzde 8’ini elinde tutuyor. Öyleyse eğer altına altın olarak büyük bir ihtiyacınız varsa Mali’yi kontrol etmelisiniz. Maazallah tüm bu altının Çin’in ellerine düştüğünü bir tasavvur edin! [...]
Herkesin bildiği gibi Nijer, dünyanın dördüncü-büyük uranyum üreticisidir. En büyük müşterisi de… Sürpriz! Fransa’dır. Fransa’da elektrik üretiminin yarısı [DD'nin düzeltmesi: Gerçekte %80] nükleer enerjiden gelir.
İşe bakın ki Nijer’deki uranyum madenleri ülkenin kuzeybatısına, Hava Dağları’nın batı yamaçlarına toplanmıştır. Burası da Mali sınırına çok yakın ve hem de Fransızların bombaladığı bölgelerden biridir. [DD: Mali'de de uranyum var, güney batıda, Gine sınırına yakın olan Falea'da.] Uranyum meselesi çok yakından birbirini izleyen Tuareg isyanlarıyla da ilişkilidir. Şu akılda tutulmalıdır ki Tuaregler için Sahel’de sınır yoktur.
Nijer’deki tüm yakın Tuareg isyanları uranyum bölgesinde, Mali sınırına yakın Agadez’de meydana geldi. Yani Fransız çıkarları açısından Tuareglerin bu uranyum madenlerini kontrol ettiğini ve maazallah Çin’e sattıklarını bir düşünün. Nihayetinde Pekin halihazırda bölgededir….”
Pepe Escobar
0 Yorumlar