TWİTTER CANLI

100 YILLIK STATÜKO DÜZENİ YIKILDI!

Senelerce memleketi "Şeriat" geliyor diyerek sömürdüler.
Çanakkale Cephesinde Rabbine dua eden ecdadın çocuklarını Namaz kıldığı, Başörtüsü taktığı ve Oruç tuttuğu için fişlediler, TSK'dan ihraç ettiler, eğitim hakkında mahrum ettiler.
Yetmedi, zindanlara attılar.
Öz yurdunda parasızlık yüzünden hastane kapılarında ölüme mahkum ettiler.
İşçi Ali amca çocuğuna kayıt parası bulamadığı için gözyaşı dökerken, onlar boğaz manzaralı lüks eğlence mekanlarında tabak kırarak, ceket yakarak hayvanlar gibi eğlendiler.
Ayşe Teyze çocuğunun okul kitaplarını alamadığı için gözyaşı dökerken, onlar Alp dağlarında kayak keyfi yapmakla meşkuldü.
Mehmet Amca gece gündüz çocuğunu okutmak için didinirken, onlar Robert Kolejlerinde çocuklarının mezuniyet törenlerine katılmaktaydı.
Anadolunun bir köyünden binlerce kilometre uzaktaki  evladının yemin törenine gelen Fatma Teyzeyi Başörtülü olduğu için kapıdan içeri almadılar.
Hasan amca rahatsızlanan evladını sırtında hastaneye yetiştirmeye çalışırken, onlar devletin helilopterleri ile Boğaz gezintisi yapıyorlardı.
Sistem böyle işliyordu.
Halka hizmet etmesi gerekenler bu ülkeyi babasının malı sanan 3-5 aileye hizmet etmekteydi.
Onlara göre Ülke onlarındı.
Onların istemediği birşeyin bu ülke de olması mümkün değildi.
Onlar kimi ister ise o ülkeyi yönetmeliydi.
Çiftçi Ali amcanın çocuğu çiftçi,
İşçi Tahsin Abinin çocuğu İşçi kalmalıydı.
Ülkeyi yönetmek ya da Milletvekili olması mümkün değildi.
Onlara göre "Bir çobanın oyu ile onların oyu bir değildi."
Tezek kokan,bir sofrada helal lokma kuru soğan ekmekle büyüyen,Eli nasırlı Anadolu insanı nasıl olurda onları yönetirdi...
Sistem ve anlayış buydu.
Garibanın çocuğu dağda vatan için şehit olurken, onların çocukları Miami'de güneşlenirdi.
Gariban, eli nasırlı Anadolu insanı vatan için toprağa düşen evlatları için gözyaşı dökerken, onların çocukları bağdat caddesinde lüks araçları ile tur atardı.
Vatan için canını seve seve feda eden binlerce Mehmed'in Annesi Yobaz olurken, onlar çağdaş Anneler olurdu.
Yılın Annesi hep onlar olurdu.
Devletin bankaları, kurumları , kanunlar ve sistem onlar çalışırdı.
Bir gece de milyarder olurlardı.
Milletin parası ile İş adamı olurlardı.
Gazeteler, Televizyonlar onların emrinde çalışırdı.
Ne zaman Anadolu bu sisteme başkaldırsa, ya soluğu idam sehplarında ya da zindanlarda alırdı.
Ne zaman Anadolu insanı "Bende Yönetmeye Talibim" dese, ertesi gün Fadimeler, Ali Kalkancılar çıkardı ortaya.
Sonrası malum!
"Şeriat Geliyor!", "İrtica Hortladı" manşetleri...
En büyük silahları Atatürkçülüktü!
Devletin bankasını hortumlar sonrasında ellerinde kelepçe "Tek suçumuz Atatürkçü Olmak" derlerdi.
Anadolu insanı ne zaman biraz başını kaldırsa "Laiklik Elden Gidiyor" diye çığırırlardı.
Oysa ne "Laiklik Elden Gidiyor", "Ne de İrtica Geliyordu"...
Tek korkuları Anadolu İnsanının uyanmasıydı.
Senelerce Anadolu İnsanı uyanmasın diye her yolu denediler!
İdam sehpaları, ikna odaları kurdurdular.
Yetmedi, orduyu Göreve çağırdılar!
Her gün boy boy sözde "İrtica" manşetleri attılar.
Sisteme hizmet eden Yargı ile binlerce masum insanı zindanlara mahkum ettiler.
100 yıldır bu halka dayattıkları düzen,
Baronların Ağalığı,
Statükonun Sistemi Yıkıldı!
Artık söz Milletin....

FATİH KELEŞ
Twitter; FatihKeles
Facebook; TrFatihKeles
Web; FatihKeles.net

Yorum Gönder

0 Yorumlar