MİT Krizi...
17 Aralık Darbe girişimi..
Tapeler...
Montajlar...
Milletin iktidarını, iradesini sivil darbe girişimleri ile devirmeyi planlamışlardı.
Yaptıkları her hukuk dışı eylemi,girişimi dışarıda sahiplenen birileri vardı.
Alman medyası devredeydi.
Türkiye'de yaşananları yakından takip ediyorlardı.
Paralel çetenin tüm eylemlerini sahiplenerek, manşetlerle destekliyorlardı.
Alman Hükümeti de boş durmuyordu.
Gerektiği yerde ve zamanda bu anti demokratik girişimleri desteklediklerini ifade etmekten çekinmiyorlardı.
ODTÜ'de öğrencilere seslenen Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Türkye'nin içişleri sayılabilecek konularda hükümeti sert ifadelerle eleştiriyordu.
Gauck, 'İtiraf ediyorum gelişmeler beni korkutuyor' diyordu.
Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine "Erdoğan için Nazi lideri Adolf Hitler'e atfen kullanılan ‘Führer' ifadesini kullanıyordu.
Der Spiegel'in 'Cehenneme kadar yolun var, Erdoğan!' diye manşet atıyordu.
Bild gazetesi de Soma'da yaşanan olay sonrası 'Erdoğan'ı bu tekme götürecek' başlığıyla Türkçe baslık atıyordu.
Der Spiegel'de "Padişah" manşetini atmaktan çekinmiyordu.
Paralelciler yanlız değildi.
Çünkü Alman Medyası, Hükümeti topyekün Paralelcilerin yanında saf tutuyordu.
Gel zaman, git zaman Türkiye tüm bu darbe teşebbüslerini boşa çıkarıyor ve Paralelci Çeteye yönelik operasyon için düğmeye basıyordu.
Türkiye bu operasyon için düğmeye bastığı esnada Alman Medyası feryadı koparıyordu.
Alman Hükümeti kaygı duyuyor,
Alman Medyası da Erdoğan'ı diktatör ilan ediyordu.
Neden mi?
Karşılıksız, adama su vermeyen Almanların Paralelcilerin yanında saf tutmasının da elbet bir karşılığı vardı.
Almanların bu sahiplenmenin karşılığında Paralelcilerden ne aldığı sorusunun cevabını bugün görmekteyiz.
Paralelciler Türkiye'yi dinliyor ve bu kayıtları Alman Gizli servisi ile paylaşıyordu.
Almanların kuyruk acısı bundandı.
Boşuna adamlar Paralelcileri sahiplenmiyordu.
FATİH KELEŞ
Twitter; FatihKeles
Facebook; TrFatihKeles
Web; FatihKeles.net
0 Yorumlar