TWİTTER CANLI

Somali'de Neler Oluyor?

Afrika'nın sömürgeleştirilmesi, 15. yüzyılda köle ticareti ile başlamış ve uzun yıllar sürmüştür. Bunu en iyi anlatan terim İngilizce bir deyim olan "Afrika'ya hücum"dur.
Sömürgecilik, genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri, toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi, müstemlekecilik, kolonyalizm. (TDK Sözlüğü)
Sömürgeciler genellikle sömürdükleri bölgelerin kaynaklarına el, iş gücüne, pazarlarına el koyar ve aynı zamanda sömürgeleri altındaki halkın sosyo-kültürel, dini değerlerine baskı uygularlar.Sömürgecilik ile emperyalizm kimi zaman birbirleri yerine kullanılan terimler olmakla birlikte emperyalizm, şekli olduğu kadar şekli olmayan alanlarda da kontrolün hakim gücün elinde bulunduğunu durumlarda kullanılmaktadır. 
Sömürgecilik terimi aynı zamanda bu sistemi meşrulaştırmak veya yaymak için kullanılan bir dizi inanca da işaret etmektedir, zira Sömürgeciler kendilerinin sömürdükleri insanlardan daha üstün olduklarına inanırlar (Etnosentrizm de denir buna). Sözde bilimsel teorilerle de desteklenmeye çalışılan bu tip inançlar daha çok 19.yüzyılda Avrupa'da yayılmış ve Avrupalıların tüm dünyada sömürgeci güç olarak yayılmasının da sözde meşru dayanağı olmuştur.
Somali!
19. yüzyıldan beri İngiltere, Almanya ve Portekiz'in sömürge ve hâkimiyet sahası haline gelen Somali, 1885'te İtalyan hâkimiyetine girdi. 1885'ten 1927 yılına kadar ülke topraklarını işgal altında tutan İtalya, ülkenin ismini “İtalyan Somalisi” olarak değiştirecek kadar ileri gitti. Bu sırada, ülkenin kuzeyinde ise İngiliz hâkimiyeti sürmeye devam etti.
Ülke yönetiminin sürekli el değiştirmesi, tarım ve ekonomide yapılan ciddi yatırımların da başarısız olmasına neden oldu. 1960'ta bağımsızlığını kazanan Somali, 20. yüzyılda da bir türlü savaşlardan başını kaldıramadı. Önemli petrol kaynakları olan ülke, stratejik konumu nedeniyle Soğuk Savaş sırasında taraf olmak zorunda kaldı. Hem ABD hem de Sovyet Birliği, Somali aracılığıyla Basra Körfezi'nden geçen petrol kaynaklarını kontrol etmek istedi. Bu nedenle Somali önce Rusların yanında yer aldı ancak sonra iki ülkenin arası açılınca ABD ve İngiltere tarafına geçmek zorunda bırakıldı. Bu dönemde, uluslararası İngiliz ve ABD petrol firmaları ülkenin kaynaklarını cömertçe kullanmaya başladı.
****
1970'lerde ara sıra kuraklık yaşansa da Somali açlıkla hiç bugünkü kadar yüz yüze gelmemişti. Ekonomik olarak zengin bir tarihi bulunan ülke, aynı zamanda verimli tarım alanlarına sahipti. Merkezî sulamayla yapılan çiftçiliğin yanı sıra, hayvancılık yapılan alanları vardı. Kendi yiyeceğini üreten ve ürettiği kendine yeten ülke, devletin çöküşüyle açlıkla da tanıştı. 
Somali’de açlık, çaresizlik ve kuraklıktan dolayı her gün yüzlerce çocuk hayata gözlerini yumuyor. Dünyayı elinde tutan, sömüren emperyalist kapitalist baronlar, talancılar, halkları açlık ve yoksullukla hizaya getirerek, yıkıma götürüyor. 
Bir yandan bu toprakları sömürerek devasa servetler elde eden talancılar öte yandan bir bardak süt bulamadığı için yaşama gözlerini yuman binlerce yoksul. 
Baronların talan ve sömürüsü için, emperyalist kapitalist sistem Afrika halklarını yok oluşa sürüklüyor. 
Yeryüzündeki bütün insanlığa yetecek kadar üretilen ürünlere ve değerlere el koyan bir aç zengin, Afrika halklarına sefalet ve ölümü reva görüyor. 
Sömürgeci birkaç baron ve İngiliz Kraliyet Ailesi zevk-ü sefa içinde yaşarken, Afrika Halkı kuraklık ve salgın hastalıklarla yaşam savaşı veriyor.
Somali’de resmi olarak ilan edilen açlık, sözde modern ve çağdaş görünen bu sömürü düzeninin vampir yüzünü çarpıcı biçimde ortay koyuyor. 
Baronların satılık kalemşorları “uzay çağındayız ve insanlık eskiye göre daha iyi konumda“yalanı pompalarken, Somali’de her gün yüzlerce çocuk açlıktan ölüyor ve bu halkların paralarını, değerlerini çalanlar olmayan vicdanlarını rahatlatmak için birkaç milyon dolar yardım yaparak, aşağılık yüzlerini saklamaya çalışıyor.
“Birleşmiş Milletler (BM) kriterlerine göre, günde 2.100 kilokalorinin altında beslenmek, çocukların yüzde 30’unun yetersiz beslenmesi ve günde her on bin çocuktan dördünün ölmesi “resmi olarak açlık” anlamına geliyor. Bu kriterlere göre en son 1984-1985 yıllarında Etiyopya’da açlık ilan edilmişti. Etiyopya’daki resmi açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle bir milyondan fazla insan yaşamını yitirmişti.”
“İçinde bulunduğumuz dönemde BM aracılığıyla sömürgece emperyalist baronlar yeni bir “açlık salgını” konusunda uyarılarda bulunuyorlar. Afrika’nın doğu ucunda yer alan ve Kenya, Etiyopya, Somali, Eritre, Cibuti ve Uganda gibi ülkeleri içine alan Afrika Boynuzu’nda on milyon insanı etkileyen kuraklığa BM tarafından dikkat çekiliyor. Gelinen yerde BM, Somali’nin güneyinde yer alan Bakul ve Aşağı Şabelle bölgeleri için resmi olarak açlık ilan etmiş bulunuyor. BM Somali İçin İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, ülke genelinde Somali nüfusunun yarısını oluşturan yaklaşık 3,7 milyon insan açlıktan etkileniyor. Bu insanların 2,8 milyonu ise ülkenin güneyinde yaşıyor. Çocukların yüzde 30'unun yetersiz beslenmesi ve günde her 10 bin çocuktan dördünün hayatını kaybetmesi açlık salgını ilanı için yeterli. Nitekim ABD'nin insani yardım görevlisi Nancy Lindborg yaptığı açıklamada, açlık nedeniyle Somali'nin güneyinde son 90 günde 5 yaşın altında 29 binden fazla çocuğun öldüğünü belirtti. Birleşmiş Milletler'in tahminine göre 640 bin Somalili çocuk beslenemiyor.”
****
Yeterli yardım ulaşmaması halinde hepsi ölümle burun buruna gelecek. Somali'nin güneyinde El Şebab örgütünün kontrolündeki beş bölgede resmen açlık ilan edilmiş durumda. Emperyalistlerin kışkırttığı iç savaş, yağma ve talandan dolayı Somali halkı açlık pençesinde tutulmuş ve tutuluyor.
Somali’de 20 yıldır emperyalist baronlar tarafından oluşturulan ve desteklenen iç savaş halen devam ediyor. Bugün iktidarı almak için uğraşan güçler birbiriyle çatışmaya ve ülkenin farklı noktalarında hâkimiyet kurmaya devam ediyor. BM’nin desteğiyle kurulan “Geçici Federal Hükümet” Somali’nin orta kesimlerini yönetiyor. Birleşik İslam Mahkemeleri Örgütü (UIC) ise başkent Mogadişu ve güney Somali’nin büyük bir bölümünde egemenliğini sürdürüyor. Bu ülkeye yardım götürenlerin büyük çoğunluğu ise kendilerine yakın gördükleri gruplara yardım yapıyorlar. İnsani yardım aslında “çıkarıma hizmet edene yardım” şeklinde kendisini ifade ediyor. Ve hatta toplanan yardımların büyük çoğunluğu ihtiyaç sahiplerine iletilmeden depolarda çürümeye terk ediliyor. Bir Danimarka televizyonunda, Birleşmiş Milletler’in Mogadişu’da bulunan deposunda üç aydır bekletilen gıda malzemelerinin görüntüleri yayınladı. Tüm bu malzemeler sırf BM’den emir gelmediği için depolarda çürümeye terk edilmişti. Bununla birlikte yapılan yardımlar tüm bir Somali halkına değil iç savaş nedeniyle birbirine düşman edilenler arasında ayrım gözetilerek dağıtılıyor. Yürüyen iç savaş emperyalist tekellerin işine gelirken, açlıktan ve kuraklıktan kırılan Somali halkının bütünü görmezlikten geliniyor.
Bunun için Somali halkına karşılıksız ve beklentisiz yardım eden, hastaneler, okullar,yollar inşa eden Türkiye Somali’de hedefe konuluyor.Somali’yi sömüren emperyalist Baronlar el altından Türkiye’ye mesaj veriyor; “Buraya gelmeyin…”

FATİH KELEŞ
Twitter; FatihKeles
Facebook; TrFatihKeles
Web; FatihKeles.NET

Yorum Gönder

0 Yorumlar