Rusya’nın Esad rejimine destek için Suriye’ye girmesi Rusya-NATO arasındaki gerilimi doruğa çıkardı.Rus SU-30 savaş uçağının 3 Ekim’de Türkiye sınırını ihlal ederek Suriye’ye girmesi üzerine Ankara’dan sert tepki geldi.
Başbakan Davutoğlu daha önce Suriye sınırı için açıklanan çatışma kurallarının, (sınıra iki kilometreden daha yakın uçan hava araçlarının uyarılacağı) gerekirse ateş açılacağı kuralının Rusya için de geçerli olduğu mesajını verdi.
Rusya ile NATO arasında gerilim artıyor fakat Örgüt Suriye’ye müdahale etmeme konusunda kararlılığını koruyor. Neden Suriye’ye müdahale edilmediği sorusu Rusya’nın savaşa dahil olmasıyla akılları yeniden karıştırdı.
NATO bu konuda çok sayıda toplantı düzenliyor anlaşma imzalıyor ancak hiç bir askeri müdahalede bulunmuyor. Başından beri Suriye’de askeri müdahale yerine siyasi bir çözümü hedefliyor.
NATO’nun IŞİD’le mücadelede yeni bir strateji belirleyememesini değerlendiren uzmanlar Örgüt’ün Suriye’yle ilişkilerde ‘denge politikası’nı öne çıkardığına vurgu yapıyor.
Türkiye 2013’de sınırındaki savaşın ülkeye sıçramasından endişe edince NATO’dan destek istedi. NATO ise Türkiye’yi olası hava saldırılarından korumak için müdahalede bulundu ancak örgütün hareketliliği bununla sınırlı kaldı:
Anders Fogh Rasmussen: “Türkiye NATO’nun desteğini istedi. Türkiye’ye sonuna kadar destek sağlayacağız. Birliğimizin amacı bu. Ama daha önce de ifade ettiğimiz gibi bu müdahale tamamen savunma amaçlı olacak.” ifadelerini kullandı.
NATO’nun Eylül 2014’teki son toplantısında Suriye gündemi arka plana atılarak Ukrayna konusu ön plana çıkartıldı. Ancak toplantıdan bir kaç gün sonra, IŞİD’in Haziran 2014’te Irak’ın kuzeyine yapılan saldırı sonra, “koalisyon birlikleri” adı altında 9 ülke (ABD, Fransa İngiltere, Danimarka, Almanya, Kanada, Türkiye, İtalya, Polonya ve Avusturya) bir araya gelerek IŞİD’le mücadele konusunu kapsamlı olarak ele aldı.
NATO’nun koalisyon güçlerine tek yardımıysa lojistik kapsamında oldu. IŞİD’e karşı koalisyon birlikleri sayısının şu anda 22 ülkeye çıkması koalisyonun bölgede aktif çalıştığını gösteriyor.
Suriyeli göstericilerin belli bir muhalif kitleyi oluşturmaması ve Libya’daki hava ambargosunun sivillere yönelik saldırıları engellemede başarısız kalmış olması NATO’nun adım atmasını engelliyor.
Analistler NATO’nun çekimser kalmasının bir diğer nedenin de bu darbelerin bir halk savaşına dönüşmesi Suriye halkı ile Şam’ı destekleyen bazı güçlerin ayaklanmasına neden olması ve binlerce sivilin hayatını kaybetmesi korkusu olduğunu dile getiriyor.
0 Yorumlar